23 Aralık 2013 Pazartesi

AÖF Uluslararası İlişkiler Kuramları I Çalışma Notları

Uluslararası İlişkiler Kuramları

Bölüm 1


Ø  Realizmin varsayımları

1.      Uluslararası politika özünde güç ve çıkar mücadelesidir.
2.      Uluslararası ilişkilerin temel aktörü egemen ulus devletlerdir.
3.      Devletler yekpare yapılardır.
4.      Devletler dış politikada rasyonel kararlar verir.
5.      Uluslararası ilişkilerin ana gündem maddesi güvenliktir.
6.      Uluslararası yapı anarşiktir.
7.      Uluslararası kurumsallaşmanın işbirliğine etkisi  marjinal düzeydedir.
8.      İç politika ile dış politika ayrıdır.

Ø  Klasik realizmin kurucuları Hans Morgenthau ve Edward Carr, Neorealizmin kurucusu Kenneth Woltz’dur.

Ø  Rehinold Niebuhr gücü görünmez el olarak düzen sağlayıcı olarak görür.

Ø  Kenneth Woltz’a göre

·        Güç dengesi süreklilik göstermekte, denge bozulsa bile tekrar kurulmaktadır.
·        İki kutupluluk çok kutupluluğa göre daha istikrarlıdır.
·        İç politika ile dış politika farklılık gösterir.
·        Uluslararası ilişkileri insan doğasıyla değil sistem olarak açıklar.
·        Analiz düzeyi olarak insanı değil, sistem ve yapıyı esas alır.
·        Güç araç değil amaçtır.
·        Klasik realizm tümevarımcı, neorealizm tümdengelimcidir.
·        Neorealizm etkileşen birimlerle uluslararası sonuçlar arasındaki nedensellik ilişkisini kurarken, klasik realizm sadece sonuçlarla ilgilenir.
Ø  Klasik realizm ile Neorealizm arasındaki farklar için Neorealizm

·        Yapı olarak tanımlanan sistem devletlerin dış politikasında belirleyici ve sınırlayıcıdır.
·        Uluslararası politikada davranışsal düzenlilikler vardır.
·        Dış politikalar benzerdir.
·        Bilim felsefesinin ilkelerini önemser.
·        Tarihsel bir yaklaşım yerine yapısalcı bir yaklaşım benimser
·        Anarşi kavramına yüklediği anlam farklıdır.
Ø  Klasik realizm devletlerin dış politikasını bilardo topu varsayımı olarak düşünür.
Ø  Neoralizm devletlerin dış politikasını devletlerin egemenlik altına alınma korkusu olarak düşünür.
Ø  Klasik realizmi idealizmden ayıran en önemli unsur moral unsurunu dikkate almamasıdır.

Bölüm 2


Ø  Klasik liberal düşünce eşitlik, rasyonellik, özgürlük ve mülkiyet kavramı üzerine inşa edilmiştir.
Ø  Liberalizmin temel kuralları

·        Fırsat eşitliği
·        Birey doğal gereksinimlerini rasyonel yollarla karşılama ve isteme kapasitesine sahiptir.
·        Birey temel alınmalı ve özgürleştirilmelidir.
·        Özel mülkiyet önemlidir.

Ø  Montesquieu savaş ile yönetim biçimi arasında ilişki kuran ilk kişidir.

Ø  Immanuel Kant Dünya Devleti fikri ile Adam Smith çıkarların uyumu fikri ile Herbert Spencer askeri devlet, endüstriyel devlet ayrımı ile liberalizme katkı sunmuştur.

Ø  Liberalizme göre Liberal devlette birey ne ise uluslararası ilişkilerde de devlet odur. Karşılıklı ekonomik bağımlılık arttıkça savaş olasılığı azalır.Nükleer silahların varlığı savaş olasılığını azaltır. Özgürlüğün gelişmesi barışın gelişmesidir.

Ø  Klasik Liberal düşünceye göre

·        Bireyin haklarını garanti altına alan en iyi yönetim biçimi demokrasidir.
·        Bir devletin egemenliğinden ödün vermesi çıkarlarından ödün verdiği anlamına gelmez.
·        Devletin küçülmesi mümkündür.
·        Özgürlüğün gelişmesi için uluslararası işbirliği zorunludur.
·        Devlet tarafsız bir hakem rolü oynamaktadır.
Ø  Neoliberalizmin temel özelliği insan unsurunu esas alarak uluslararası ilişkilerde barış ve işbirliğinin analiz edilmesidir.

Ø  Klasik liberal teori birey temel analiz birimi iken neoliberalizm plüralist bir yaklaşım sergileyerek aktör düzeyinde analiz eder.


Ø  Neoliberallere göre.:

·        Self determinasyon ilkesi önemlidir
·        Demokrasi en temel ilkelerindendir.
·        Uluslararası ilişkilerin tek gündemi güvenlik değildir.
·        Devlet rasyonel ve yekpare değildir.
·        Silahsızlanmanın ortak güvenliği sağlayacağına inanır.
·        Ekonomik güç askeri güçten daha önemlidir.
·        Uluslararası hukukun geliştirilmesi barışı garanti eden en önemli faktördür.
·        Uluslararası sistem anarşiktir, uluslararası işbirliği mümkündür, uluslararası rejim önemlidir, savaş uluslararası ilişkilerin temel özelliklerinden biridir.

Bölüm 3


Ø  Marksizm uluslararası ilişkileri ekonomik verilerle açıklar.

Ø  Lenin’in emperyalizm teorisine göre sermayenin ihracındaki artış, koloniyal ve dış ilişkilerin gelişmesi, büyük tekelcilerin etki alanı oluşturma endişesiyle birleşince uluslararası alanda işbirliği yapılmakta ve oluşturulan uluslararası kartellerle dünya pazarı tekelci kapitalistler arasında paylaşılmaktadır.

Ø  İngiliz Liberal John Hobsen’e göre emperyalizm kapitalizm içindeki yapısal bir sorundur.Ortaya çıkan zenginlik bölüşülmesi yerine yeniden yatırıma dönüştürülmektedir.

Ø  Lenine göre uluslararası çatışmaları ortadan kaldırmanın yolu kapitalizmi ortadan kaldırmaktır.

Ø  Marksizme göre azgelişmiş ekonomilerin sanayileşmiş ekonomilerle birleşmesi iki ülke arasındaki gelişmişlik farkını azaltır. Ancak yeni Marksistlere göre bu durum az gelişmiş ülke için kar değil daha da bağımlılık oluşturarak zarar verir.

Ø  Yeni Marksistlerin sermaye akımı konusundaki görüşleri de marksizlerden farklıdır. Yeni Marksistlere göre sermayenin yönü tek yönlü ve azgelişmişlerden gelişmişlere doğrudur.

Ø  Neo Marksist düşünürler

·        Harry Magdoff
·        Paul Sweezy
·        Paul Baran
·        Andre Gunder Frank
Ø  Neo Marksistlere göre
·        Azgelişmişliğin arkasında yatan neden sermaye ihracının tersine işlemesidir.
·        Bir ülkenin neden gelişmediği iç faktörlere bakılarak açıklanamaz.
·        Gelişme, ancak merkezle olan bağların gevşemesi durumunda gerçekleşir.

Ø  Frank emperyalizmi artığın akıtılması olarak tanımlarken, Galtung (yapısalcı emperyalizm teorisinin sahibi) çıkar çatışması kavramı ile açıklamaktadır.

Ø  Hegemonya kavramını ilk kez Gramsci kullanmıştır.

Ø  Wallerstein’in Dünya Sistemi Modeline göre

·        Kapitalist üretim biçimi dünyaya hakimdir.
·        Kapitalist Dünya Ekonomisi tarihsel bir olgudur ve bir zaman sonra ortadan kalkacaktır.
·        Kapitalist Dünya Ekonomisi emek ile sermaye arasındaki uluslararası toplumsal ilişkiyi ifade eder.
·        Kapitalist piyasa ne tam serbest ne de kapalı bir piyasadır.
·        Modern devlet sistemi kapitalizm ile iç içe geçmiş bir bütündür.

Ø  Gramsci’nin hegemonya yaklaşımını uluslararası ilişkilere taşıyan Cox’a göre hegemonya düzen demektir. Bir hegemonik dönemin yerini bir başka hegemonyanın devralmasından önce herhangi bir hegemonik gücün bulunmadığı bir dönem yaşanmaktadır.

Bölüm 4


Ø  Jeopolitik kuram ile realist kuram arasındaki tek fark gücün niteliğidir. Biri için askeri güç, diğeri için coğrafi güç akla gelmektedir.

Ø  Jeopolitiğin Rudolf Kjellen’e göre tanımı coğrafi oluşum ya da mekan içinde devletin bilimsel olarak tetkik edilmesidir.

Ø  Strausz-Hupe Orta Avrupa, Baltık, Adriyatik ve Ege’yi içine alan bölgeyi ele geçiren devletin Avrupa’ya hakim olacağını ifade etmiştir.

Ø  Jeopolitik kavramını ilk kez Rudolf Kjellen devleti canlı bir organizma olarak görmektedir.



Ø  Jeopolitik okulun temsilcileri:

·        Halford Mackinder
·        Alfred Thayer Mahan
·        Nicholas Spykman
·        Rudolf Kjellen
·        Friedrich Ratzel
·        Karl Haushofer (Hitlerin danışmanı)
·        Harold ve Margaret Sprout

Ø  Mackinder günümüzde kara gücün önemli olduğunu belirtmiştir.

Ø  Mackinder Doğu Avrupa ve Sibirya’yı merkezi stratejik bölge yani pivot area (mihver bölge) olarak adlandırmıştır.Pivot area daha sonra heartland olarak adlandırılmıştır. Heartland arkasında iç hilal ve dış hilal bulunur.

Ø  Kenar Kuşak Teorisinin sahibi Nicholas Spykman rimland (kenar) kavramı arasında durmuştur.

Ø  Lebensraum k(yaşam alanı) kavramını ilk kez kullanan Ratzel’in doğal genişleme yasasına göre savaşlar gereklidir.

*      Halford Mackinder                  -          Global güç dengesi teorisi
*      Nicholas Spykman                   -          Kenar kuşak teorisi
*      Friedrich Ratzel                       -          Doğal genişleme yasası
*      Harold ve Margaret Sprout      -          Olasılıkçı (Posibilist) düşünce savunucusu

Ø  Karl Haushofer dünyayı dört bölgeye ayırmıştır:

1.      Panasya
2.      Panamerika
3.      Panafro
4.      Panavrasya
Ø  Geofrey Parker’in oluşturduğu jeopolitik düşünce okulu sınıfları:

1)      İkili düşünce
2)      Marjinalistler
3)      Üçlü düşünce
4)      Bölgeciler
5)      Merkezciler
6)      Çoğulcular (pluralist)

Bölüm 5


Ø  Sosyal Bililerde kullanılan oyun teorisi John Von Neumann ve Oscar Morgenstern ile dikkat çekmeye başlamıştır.

Ø  Genel olarak realizmin varsayımlarını kabul eden oyun teorisine göre

·        Devletler rasyonel davranır.
·        Devletler arasındaki ilişkiler çıkar maksimizasyonuna dayanır.
·        Uluslararası ilişkilerin temel aktörü devlettir.
·        İlişkilerde belirsizlik ve güvensizlik vardır.
·        Rakibin en olumsuz tutumuna göre strateji belirlenir.
·        Optimum denge noktası minimaks veya maksimin noktasıdır.
·        Oyunda tarafların stratejisi iki ile sınırlanmakta ya da ikiye indirilmektedir.
·        Oyuncular kuralları kabul etmek ve önceden belirlenmiş kurallara göre hareket etmek zorundadır.

Ø  Oyun teorisinin unsurları
·        Taraflar
·        Stratejiler
·        Kurallar
·        Sonuçlar’dır.
Ø  Tek kişilik oyunlarda oyun şans faktörü üzerine kurulmuş iken, iki kişilik oyunlarda oyun tarafların bilinçli ve rasyonel davranışlarına dayanmaktadır.

Ø  İletişim ve güven durumu olduğunda 0, 2, 10 ve 13 puanları arasından en uygun olan her ikisi içinde 10 puandır.

Ø  Rekabet ve güvensizlik durumunda -10, 0, 10 ve 11 puanları arasından en uygun olan her ikisi içinde 0 puandır.

Ø  Ortak çıkarlar durumunda 0, 5, 10, 20 puanları arasından en uygun olan her ikisi içinde 20 puandır.

Ø  Zıt çıkarlar durumunda oyun sıfır toplamlı bir sonuca sahiptir.

Ø  Oyunlar; sabit toplamlı ve değişken toplamlı olarak ikiye ayrılır.

Ø  Sıfır toplamlı (sabit toplamlı) oyunlar uzlaşması mümkün olmayan çatışmalara ve gerilimlere sıkça uygulanan yöntemlerdir.

Ø  Maksimum zararın minimuma indirilmesine minimaks; minimum kazancın maksimuma çıkarılmasına maksimin denir.

Ø  Sıfır toplamlı oyunlar için:

·        Blöf oldukça işe yarar.
·        Rakibin kapasitesine göre strateji belirlenir.(Niyetini tahmin etmek zordur.)
·        En kötü duruma göre hareket edilmiştir.
·        Karşılıklı kuşkuya dayanır. Yani ödül yöntemine veya ikna etme yöntemine başvurmaz.
·        Oyuncular iki kişi veya devletten oluşur.
Ø  Sıfır toplamlı olmayan oyunların en popülerleri korkak tavuk, geyik avı ve mahkûm ikilemi modelidir.

Ø  Korkak tavuk modelinde;


·        İşbirliği için birinin kararı yeterli değildir. İşbirliğini ikisinin de aynı derecede arzu etmesi gerekir. Bunun içinde diğerinin niyetinden tam emin olmalıdır.
·        Her iki oyuncuda ne yapacakları konusunda önceden tasarladıkları stratejiyi uygular.
·        En iyi seçim her iki tarafında rasyonel davranmasıdır.

Ø  Geyik avı modelinde;

·        Amaca ulaşılması işbirliğinin tam olarak gerçekleşmesine bağlıdır.
·        En rasyonel seçim işbirliğini seçmektir.
·        Grevlerde, sömürgeci ülkeye karşı yürütülen bağımsızlık hareketlerinde ve hükümet karşıtı ayaklanmalarında bu model görülür.
Ø  Mahkûm ikilemi oyunu genellikle oyuncuların önceden birbirini tanımadığı, birbirlerinin geçmişleri hakkında bilgi sahibi olmadıkları, aralarında haberleşme ve güvenin olmadığı, oyunun bir defa oynandığı ve bir daha oynanmayacağı varsayımına dayanır.
Ø  Tavuk oyunu ve geyik avı oyununda işbirliği daha rasyonel bir davranış iken, mahkûm ikilemi oyununda işbirliği oldukça risklidir.
Ø  Mahkum ikileminde tarafların birbirlerine güvenmemelerinin temel nedeni haberleşme eksikliğidir.
Ø  Oyun teorisine yapılan eleştiriler:
·        Empirik değerinin olmadığı
·        Varsayımlarının günlük yaşamla paralellik göstermediği
·        Karmaşık oyunları çözmeye yönelik tekniklerin geliştirilememesi
·        Toplum bilimcilerle temel mantığının sorgulanmaya başlanması
·        Çok fazla matematiksel olması, indirgemeci bir analiz yaklaşımı olması vs.

Bölüm 6


Ø  Uluslararası Sistem Teorisi için

·        Başlıca varsayımı uluslararası sistem denilen yapı, devletlerin dış politikasını belirler.
·        Farklı karakterlere sahip devletler aynı koşullarda benzer politika izler.
·        Uluslararası ilişkilerin tek aktörü devlettir.
·        Uluslararası politikayı açıklama amacı taşır.
·        Devletlerin içsel yapıları ve bunun dış politikaya etkileri dikkate alınmaz.

Ø  Uluslararası Sistemin sistemleri
·        Üst Sistem (Uluslararası Sistem)
·        Alt Sistem
1.      Coğrafi alt sistemler (BM, NATO)
2.      Fonksiyonel alt sistemler(Orta Doğu Sistemi, Batı Avrupa Sistemi vs.)

Ø  Sistemin başlıca varsayımları
·        Karşılıklı bağımlılık
·        Sürekli ilişki
·        Karşılık etkileşim
·        Bütüncül bir yapı
·        Ayırt edici özellik
·         
Ø  Richard Rosecrans:

·        Sistem çözümlemesini (1740-1960 arası) Avrupa tarihini dokuz tarihsel döneme ayırarak yapmaktadır.
·        Bu dokuz uluslararası sistemi kendi aralarında istikrarlı ve istikrarsız sistemler olarak ikiye ayırmıştır.
·        Uluslararası örgütleri düzenleyici mekanizmalar, güç ve çıkar mücadelesini bozucu girdiler, işgal edilecek toprakların kalmamasını çevresel kısıtlayıcı olarak değerlendirmiştir.
Ø  K.J. Holsti beş uluslararası sistem ortaya koymuştur:

1)      Hiyerarşik sistem
2)      Güç dengesi sistemi
3)      Gevşek iki kutuplu sistem
4)      Sıkı iki kutuplu sistem
5)      Çok kutuplu sistem

Ø  Morton A. Kaplan

1)      Hiyerarşik sistem
2)      Güç dengesi sistemi
3)      Gevşek iki kutuplu sistem
4)      Sıkı iki kutuplu sistem
5)      Evrensel sistem
6)      Birim veto sistem
Ø  Kaplana göre tarihsel olarak günümüze kadar gerçekleşen sistemler güç dengesi ve gevşek iki kutuplu sistemdir.

Ø  Kaplana göre her sistemi incelemeye yarayan beş değişken dizisi vardır:

1)      Temel kurallar
2)      Girdilerle ilgili değişim kuralları
3)      Aktör sınıflandırıcı değişkenler
4)      Güç öğelerine ilişkin kapasite değişkenleri
5)      İletişim düzeyiyle ilgili enformasyon değişkenler
Ø  Güç dengesi sistemi
·        Güçleri yaklaşık eşit en az beş ulusal devletten oluşmalı
·        Sistemde zorunlu olmamakla birlikte dengeleyici devlet bulunabilir.
·        İttifaklar kısa sürelidir, geçici amaçlar için yapılır, ideoloji etkili değildir.
·        Sistemde ittifak dışında kalan devletlerin çok olması istikrar unsurudur.
·        Sistemin temel davranış kuralları:
o   Savaş yerine diplomatik görüşmeleri tercih etmek (Avrupa Uyumu)
o   Temel aktörlerden birinin ortadan kaldırılması söz konusu ise savaşı durdurmak (18 ve 19. yy )
o   Sistem içinde başat veya koalisyonlara izin vermemek (Bismark’ın Avusturya’ya karşı takip ettiği diplomasi)
o   Uluslarüstü ilkelere bağlanma doğrultusunda hareket eden devletleri sınırlamak(Fransız devrimleri karşısında diğer devletlerin tutumu)
o   Yenilmiş veya yıkılmış bir temel aktörün sisteme dönmesine veya aktör sayısının çoğalmasına çalışmak(Napolyon sonrası Fransa)
o   Bütün ortaklara karşı kabul edilebilir ortak olarak davranmak
Ø  Gevşek iki kutuplu sistemi
·        Sistemde evrensel aktörler ve örgütler bulunur (BM).
·        Her blokta blok önderleri ve örgütleri vardır.
·        Dengeleyici rolü yerine arabulucu rolü vardır.
·        Sistemde İttifaklar uzun sürelidir, ideoloji önemlidir.
·        Arabulucu rolünü ya bağlantısızlar ya da evrensel örgütler yerine getirir.
·        İkinci vuruş gücü ve nükleer silahların caydırıcı etkisi sistemin istikrarı açısından önemlidir.
·        Sistemin temel davranış kuralları:
o   Hiyerarşik örgütlenme yapısına sahip olan blok, karşı bloğu ortadan kaldırmaya çalışır, savaş yerine görüşmeleri, büyük savaş yerine küçük savaşı, gerekirse büyük savaşı tercih eder.
o   Hiyerarşik örgütlenme yapısına sahip olmayan blok, savaş yerine görüşmeleri, gerekirse küçük savaşı tercih eder. Büyük savaştan kaçınır.
o   Tüm blok üyesi devletler karşı blok sistemde üstünlük peşindeyse bunu kabul yerine savaşı tercih eder.
o   Bloksuz devletler ve evrensel aktörler blok devletler arasındaki savaşı önlemeye çalışır.
o   Tüm blok üyesi devletler evrensel aktörün amaçlarını karşı bloğun amaçlarına üstün tutarlar.
Ø  Sıkı iki kutuplu sistem

·        Aktör sayısı azdır, bütün aktörler bloklardan birine üyedir veya taraftır.
·        Bloksuz aktörler ve evrensel aktörler yoktur veya önemsizdir.
·        Gevşek İki kutulu sistemdeki kurallar aynen geçerlidir.
·        Bütünleştirici ve arabulucu rolü yoktur veya önemsizdir.
·        İstikrarlı sistemler olarak düşünülmez.
Ø  Evrensel sistem
·        Sistem konfederal bir siyasi sitem görünümündedir.
·        Gevşek iki kutuplu sistemdeki evrensel aktörün işlevinin genişlemesiyle ortaya çıkar.
·        Sistem bütünleşmiş ve istikrarlı bir özellik taşır.
Ø  Hiyerarşik sistem
·        Sistem bir dünya devleti veya imparatorluk sistemi görünümündedir.
·        Sistemde fonksiyonel örgütlenmeler coğrafi örgütlenmelerden daha güçlüdür.
·        Sistem oldukça bütünleşmiş bir yapıya sahip olduğundan istikrarlı bir sistemdir.
·        Bütünleşmenin faydaları fazla olduğu için ayrılmanın bir maliyeti vardır.
Ø  Birim veto sistemi
·        Sistem çok kutuplu bir görünüm sergiler.
·        Bu tür sistemler nükleer güce sahip ancak dayanılmaz ilk vuruş kapasitesine sahip olmayan yirmi kadar devletin bir araya gelmesiyle ortaya çıkar.
·        Hegemonik amaçlar güden devletlere rastlanmaz.
·        İstikrarlı bie sistem sayılabilir.
Ø  Mortan A. Kaplan bu sınıflamalarının dışında 4 sistem daha geliştirmiştir:

1)      Çok gevşek iki kutuplu sistem
2)      Detant sistemi
3)      İstikrarsız blok sistemi (Macar devrimi)
4)      Tamamlanmamış nükleer yayılma sistemi

Ø  Sistem teorisine göre;
·        Sistem modelleri anarşik değildir.
·        Neo realizme göre daha bilimsel ve davranışsalcıdır.
·        Tarihsel deneyimlerden yola çıkılarak geliştirilmiş modellerdir.
·        Devlet tek aktördür.
·        Devlet politikaları uluslararası sistemin karakteriyle açıklanmaya çalışılmıştır.

Ø  Sistem teori modellerine yapılan eleştiriler:
·        2 model dışındakilerin varsayımsal olması ve sınanma imkanının olmaması
·        Modellerin statik soyutlamalar olduğu
·        Kuralların yeterince açık olmaması
·        Devletler arasında bir ayrıma gidilmemesi
·        Devletlerin davranışlarını yapısal nedenlere dayandırması

Bölüm 7


Ø  Karar verme süreci ilk defa siyaset bilimi dışındaki diğer alanlarda olmuştur. Bunlar:
·        İktisatçılar
·        İş idaresi (işletme) Uzmanları
·        Sosyal Bilimlerde

Ø  Uluslararası İlişkilerde karar verme teorisi, kriz çözümlerinde ve mikro analizlerde kullanılmıştır.

Ø  Karar Verme Teorisinin temel varsayımları:


·        Analiz birimi devlettir.
·        Devlet rasyonel davranan ve bütüncül ögeler değildir.
·        Devlet alt birimlerden oluşan plüralist bir yapıdır.
·        Uluslararası sistemde cereyan eden tüm olaylar bireye indirgenebilir.
·        Kamuoyu, baskı grupları, ideolojik tercihler, seçim sistem vs. dikkate alınır.
Ø  Karar verme teorisyenleri karar vericinin rasyonel veya irrasyonel davranacağı şeklinde ikiye ayrılmışlardır.
Ø  Verba karar vericilerinin kişisel özelliklerinin kararlarındaki etkileri için bazı varsayımlarda bulunmuştur:
·        Bireyin konuya ne kadar ilgi duyduğuna ilişkin
·        Kişinin uluslararası olay hakkındaki bilgi birikimine ilişkin
·        Kişinin uluslararası sorun çözme yeteneğine ilişkin
·        Kişi konuyu ne derece rasyonel değerlendirdiğine ilişkin
·        Kişinin olayı etkileme gücünü bilmesine ilişkin
·        Kişinin kararlarının sonuçlarından sorumlu olması ölçüsüne ilişkin
·        Konunun detaylanması
·        Grup tarafından karar alınması halinde bireyin etkisinin azalacağı
Ø  Algılama ve Yanlış Algılamaya ilişkin varsayımların sahibi Robert Jervis’dir.

Ø  Karar verme teorisinin modelleri

·        Küçük Değişiklikler Modeli: İki Adım İleri, Bir Adım Geri
·        Rastgele Adımlar: Sarhoş Yürüyüşü Modeli
·        Risk Ve Başarının Hesaplanması: Kumarbazın İflas Modeli
·        Küçük Gruplarla Karar Verme
·        Standart Uygulama Prosedürleri
·        Rasyonel Politika Modeli
·        Örgütsel Süreç Modeli
·        Bürokratik Politika Modeli
·        Şelale Modeli
Ø  Küçük Değişikliler Modeli: İki Adım İleri, Bir Adım Geri

ü  Süreç açık uçludur ve süreklidir.
ü  Karar verici, baştan verdiği kararları daha sonra revize ederek genişletir.
ü  Politikayla atılacak yeni adımlar her aşamada tartışılır.

Ø  Rastgele Adımlar: Sarhoş Yürüyüşü Modeli

ü  Modelde kaldırımda yürüyen bir sarhoşun bir sonraki adımını nereye atacağı nasıl tahmin edilemezse, bazen karar vericilerin kararları da tahmin edilemez.
Ø  Risk ve Başarının Hesaplanması: Kumarbazın İflas Modeli

ü  Dış politikada karar verici matematik hesabı yapar.
ü  Kaynakları bol olan güçlü oyuncu  ya da ülke hata yapsa bile oyunda kalmaya devam ederken zayıf oyuncu oyunu sürdüremez.
ü  Güçlü ülke konvansiyonel savaşlarda avantajlı iken nükleer savaşta dezavantajlıdır.
ü  Karar vericiler bu sınırlar içinde karar vermek zorundadır.

Ø  Küçük Gruplarla Karar Verme

ü  Bireysel çıkarlar yerine işbirliği yapma eğilimi öne çıkar.
ü  Zamanın azlığı ve stres önemli bir unsurdur.
ü  Stres çok fazla olmadığı zaman verimlilik ve üretkenlik artabilir.
ü  Zaman baskısı bireyler arasında daha çabuk uzlaşma sağlar.
ü  Genellikle kriz durumlarında uygulanır.


Ø  Standart Uygulama Prosedürleri

ü  Çok sayıda bireyin davranışı arasında bir koordinasyon sağlanmaya çalışılır.
ü   Rutin sorunlarda genellikle standart kurallar uygulanır. Böylece lider boşa zaman harcamamış olur.

Ø  Rasyonel Politika Modeli

ü  Devlet temel aktördür.
ü  Karar vericiler devlet adına rasyonel davranır.
ü  İkinci vuruş kapasitesi caydırıcıdır.

Ø  Örgütsel Süreç Modeli

ü  Devlet rasyonel karar verebilecek bütünsel bir yapı olmayıp, birçok yarı feodal gevşek yapılı örgütsel topluluklardan oluşabilir.
ü  Çok sayıda örgütün üstünde hükümet üstü bir örgüt bulunur. Lider bütün örgütlerin çıkarına uygun kararlar verir.
ü  Her örgüt dış politikayı etkileyebilir.

Ø  Bürokratik Politika Modeli

ü  Devletin tepe örgütünün başında bulunan lider bir çok grup oluşturmakta ve bu grupların her birinin kendi doğrusu vardır.
ü  Rasyonel politika modelinden farklı olarak tek aktör yerine birçok aktörden bahsedilmektedir.
ü  Hükümetin politikası rasyonel seçimden ziyade mücadele sonucu varılan bir uzlaşı halini alır.
ü  Örgütsel süreç modelinde hangi örgütün ne iş yapacağı bellidir. Ancak bu modelde sınırlar belli değildir.
Ø  Şelale Modeli

ü  Karl Deutsch’e göre ülke içindeki kararlar beş ana grup arasında işleyen iletişim ağıyla belirlenmektedir.
1)      Sosyo ekonomik seçkinler
2)      Siyasal ve hükümetsel seçkinler
3)      Kitle haberleşme seçkinleri
4)      Yerel kanaat önderleri
5)      Siyasal konulara ilgi duyan daha geniş bir halk yığını
ü  Enformasyon akışı ilk dört düzeyden aşağıya doğru olmaktadır.

Bölüm 8


Ø  Pozitivizmin ilk dönemi Comte ve Simon ile başlarken, ikinci dönemi Viyana Çevresi’nin ortaya çıktığı 1920’ler kabul edilir.

Ø  Varlığın temel özelliklerini konu alan kısaca varlığın bilimi anlamaına gelen kavrama ontoloji denir.

Ø  Bilimsel araştırmalarda ve bilimsel bilgiye ulaşmada  yöntem kullanımı kavramına metodoloji denir.

Ø  A priori bilgi, doğuştan gelen bilgiler; posteriori bilgi ise deneyden türemiş olan bilgidir.

Ø  Pozitivizm, bilimin tekliği üzerinde durmakta, toplumsal olayların doğa bilimlerinin metodojileriyle açıklanabileceğini ileri sürmekte ve olgularla değerlerin kesin olarak ayrılması gerektiğini savunmaktadır

Ø  Emprizm bilimsel bilginin duyu verilerimize yönelik önermelerden oluştuğunu, doğuştan bilginin olmadığını, tüm bilgilerimizin deneyiminin ürünü olduğunu ve bilimsel bilgiye tümevarım yöntemiyle ulaşıldığını kabul eden bilgi teorisidir.

Ø  Bilimsel bilginin gelişmesinde temel alınan epistomolojiler emprizm ve rasyonelizm’dir.

Ø  Toplum biliminde pozitivizm, doğa bilimlerinin metedolojilerinin kullanılması anlamına gelirken, yaklaşımını emprist epistomolojiye dayandıranlara empristler ya da pozitivistler denir.

Ø  Epistomoloji, bilginin kaynağıyla ve bilimsel bilginin gelişimiyle ilgilidir ve kısaca bilgi teorisidir.

Ø  David Hume’de doruk noktasına ulaşan emprizme katkı yapanlar

·        Francis Bacon
·        Thomas Hobbes
·        John Locke
Ø  Hegel ile doruğa ulaşan rasyonelizme katkı yapanlar
·        Hugo Grotius
·        Rene Descartes
·        Immanuel Kant
·        Leibniz
·        Spinoza
Ø  Emprizm ve pozitivizm ile ortak noktalar:

·        Deney ve gözleme dayanma
·        Tümevarımı benimseme
·        Olgusallık ve nesnellik

Ø  Pragmatizm emprizm ile rasyonelizm arasında bir anlamda orta yolu temsil etmektedir. Pragmatizme göre bir düşünce ya da tezin pratik sonuçlarıyla değerlendirilmesi gerektiğini, düşünce ya da teoriye bağlanmanın pratikte hiçbir yararı yoksa terk edilmesi gerektiğini savunur.

Ø  Pragmatizmin savunucuları
·        William James
·        Charles Peirce
·        John Dewey
·        Thomas Kuhn
·        Paul Feyerabend
Ø  Pozitivizmin arkasında yatan düşünce sosyal bilimlerin
·        Sekülerleştirilmesi
·        Metafizikten arındırılması
·        Toplum bilimlerini doğa bilimlerinin esaslarına göre yapılandırma çalışması

Ø  Pozitivizmin temsilcileri Saint-Simon, Auguste Comte ve John Stuart Mill’dir.

Ø  Auguste Comte’e göre üç tür bilgi vardır: teolojik, metafizik ve pozitif

Ø  Mantıkçı Pozitivizm (Viyana Çevresi, mantıkçı emprizm)’in Pozitivizm ile ortak ve farklı noktaları:

·        Deney ve gözleme önem vermeleri (ortak)
·        Doğa biliminin araştırma metotları toplum bilimine de uygulanabilir (ortak)
·        Bilimsel bilgi, metafizikten etkilenmeyen, duygu ve değerlerimizden arınmış nesnel bilgidir. (ortak)
·        Doğrulamacılık (ortak)
·        Doğrulama sürecine mantık ve dil analizi dahil olmalıdır(sadece mantıkçılar)
·        Önermeler anlamlı ve anlamsız diye ikiye ayrılır. (sadece mantıkçılar)

Ø  Eleştirel rasyonalistlerin ilkeleri
1)      Mantıksallık ilkesine göre bilimsel teorilerin doğrulanması timdengelimci mantık kurallarına uygun yürütülmelidir.
2)      Emprik doğrulama ilkesine göre sadece deneysel olarak doğrulanabilen önermeler bilimseldir.
3)      Teori ile gözlem ayrı ayrı ele alınmaktadır.
4)      Gözlemlenen olgular arasında sürekli ve değişmeyen neden-sonuç ilişkisi vardır.
Ø  Neopozitivistlerin (eleştirel rasyonalizm) geleneksel ve mantıksal pozitivistler/empristler den farkı:
·        Tümevarımcılık yerine tümdengelimciliği benimser
·        Katı olgusalcılığa dayanmamaları
·        Metafizik önermeleri anlamsız ve boş görmemeleri
·        Bilimin birikimci yöntemlerle ilerlediğini savunması
·        Doğrulamayı reddederek, yanlışlama ve sınama üzerinde durur.

Ø  Neopozitvistlerin savunucuları
·        Karl Popper (bilimsel olabilmek için teorinin yanlışlanabilir olması gerekir)
·        Thomas Kuhn (normal bilim ve devrimci bilim ayrımı yapmştır)
·        Imre Lakatos (araştırma programı,heuristik ve çetin öz kavramlarının sahibi)
·        Paul Feyerabend (inat ve çoğulculuğun bilimi geliştireceğini savunmuştur.)
Ø  Thomas Kuhn için paradigma dört ögeden oluşmaktadır:
1)      Simgesel genellemeler
2)      Paradigmanın metafizik kısımları
3)      Değerler
4)      Örneklik
Ø  Post Modernizm anarşi kavramı ile özetlenebilir ve öncüsü Jean-Fronçis Lyotard’dır.
Ø  Post Pozitivistlere göre pozitivistlerin ihmal ettiği alanlar

·        Toplum biliminde teorilerin değerden arındırılmış olması gerektiği
·        Teorilerin nesnel olması gerektiğidir.