Türk Dış Politikası
Bölüm 1
Ø 1878 tarihli Berlin Antlaşmasından sonrası Osmanlı
dış politikasının dönüm noktasıdır. İngiltere Osmanlı’nın korumalığını bırakmış,
yeni politikasında Yunanistan ve Ermenistan önem kazanmış ve Osmanlı artık
Almanya’ya yaklaşmaya başlamıştır.
Ø Karlofça Antlaşması Osmanlı topraklarını paylaşmaya
yönelik ilk uluslararası antlaşmadır.
Ø Berlin Antlaşmasıyla
·
Bosna-Hersek’in muhtariyetliği
kaldırılmış fakat Avusturya-Macaristan’a geçici olarak bırakılmıştır.
·
Bulgaristan üçe
bölünmüştür.(Bulgaristan prensliği, Doğu Rumeli ve Makedonya)
·
Rusya Doğubayazıt
ve Eleşkirt’i Osmanlıya verdi. Sırbistan, Karadağ ve Romanya bağımsızlık
kazandı.
·
Boğazların
statüsü korundu.
·
Girit Osmanlıya
bırakıldı.
·
Osmanlı Vilayet-i
Sitte de reform yapmayı kabul etmiştir.
Ø Vilayet-i Sitte
·
Erzurum
·
Van
·
Elazığ
·
Diyarbakır
·
Sivas
·
Bitlis
Ø Weltpolitik emperyalizm demektir.
Ø Abdülhamit tarafından Almanya’ya verilen ilk imtiyaz
1888 yılında demiryolu yapımıyla ilgilidir.
Ø Berlin Antlaşması sonucu denge politikasının
sürdürülmesinin imkânı kalmadığından Abdülhamit politikasına Almanya’ya
yaklaşarak yürütmüştür.
Ø Jön Türkler amaçlarına 1908 yılında ulaşmışlardır.
Ø 1908 Jön Türk ihtilalinden sonra kurulan Kamil Paşa döneminde
·
Bulgaristan
bağımsızlığını ilan etti.
·
Avusturya-Macaristan
Bosna-Hersek’i ilhak etti.
·
Girit Yunanistan
ile birleşmek istediğini ilan etti.
Ø 1909 - 31 Mart Vakası İttihat ve Terakki Cemiyetine
muhalefet edenlerce başlatılmış ve Selanik’te hazırlanan Hareket Ordusunca
bastırılmıştır.
Ø I. Balkan Savaşının en önemli konusu Makedonya’nın
geleceği olmuştur.
Ø I. Balkan Savaşları sonunda imzalanan Londra
Antlaşmasına göre;
·
Edirne
Bulgaristan’a bırakılmıştır.
·
Girit Yunanistan
ile birleşmiştir.
·
Arnavutluk bağımsızlık
kazanmıştır.
Ø II. Balkan Savaşı sonunda Edirne ve Kırklareli geri
alınmıştır.
Ø Bulgaristan ile İstanbul Antlaşması (bugünkü
sınırlar çizilmiştir), Yunanistan ile Atina Antlaşması (girit, yanya ve Selanik
yunanlara bırakılmıştır) imzalanmıştır.
Ø 1912-14 yılları arasında Osmanlı’nın uğraştığı
sorunlar
·
Balkan Savaşları
·
Trablusgarp
Savaşı
·
Ermeniler sorunu
·
1.Ordunun başına
bir Alman generalinin getirilmesi ve Çarlık Rusya’nın buna verdiği tepkidir.
Ø 1908-1914 yılları arasında amaç imparatorluğunu bütünlüğünün
korunmasıdır.
Ø Birinci Dünya Savaşı’nın çıkış nedenleri
·
Sömürgecilik ve
emperyalizm
·
Almanyanın
güvenlik sorunu
·
Avrupa da
bozulan güç dengesi ve uluslararası güvensizlik
·
Fransız devrimi
ve sonrası gelişmelerin etkisi
·
Osmanlı mirası
üzerine çatışma
Ø Osmanlı I.Dünya Savaşında Kafkas, Çanakkale ve
Süveyş cephelerinde savaşmıştır. Ayrıca yardım olarak Irak, Makedonya, Galiçya
ve Romanya cephelerinde savaşmıştır.
Bölüm 2
Ø 32 devletin katılımıyla başlatılan Paris Barış
Konferansında ABD, İngiltere, Fransa, İtalya ve Japonya etkiliydi.
Ø Atatürk Anadolu’ya geçtiğinde mandacılık, yöresel
kurtuluş ve tam bağımsızlık seçenekleri vardı.
Ø Erzurum ve Sivas kongreleri tartışmaları sonucunda
Kurtuluş Savaşı’nın başarıya ulaşması için diplomasi
ve savaş metotlarının kullanılacağı
ortaya çıkmıştır.
Ø Misak-ı Milli’de Arapların oturduğu yerler, Kars,
Ardahan ve Batum vilayetlerinde halk oylaması yapılması gerektiği
belirtilmiştir.
Ø Ankara’da açılan ilk büyükelçilik Sovyet Rusya’ya
aittir.
Ø TBMM ilk elçisini Afganistan’a atamıştır.
Ø Ermenilerle imzalanan Gümrü Antlaşması TBMM’nin
imzaladığı ilk antlaşmadır.
Ø 20 Ekim 1921’se Fransa ile Ankara Antlaşması
imzalanmıştır. Bu antlaşma ile bir Avrupa devleti ilk defa TBMM’yi jure
görmüştür.
Ø Avrupa da açılan ilk temsilcilik Roma
temsilciliğidir.
Ø Lozan’a giden
heyet
·
Dışişleri Bakanı
İsmet Bey
·
Sağlık Bakanı
Rıza Nur Bey
·
Maliye Bakanı
Hasan Bey
Ø Lozan Barış Antlaşması 24 Temmuz 1923’te imzalandı,
23 Ağustosta onaylandı.(143 madde ve 17 adet ek)
Bölüm 3
Ø 1925’te Locarna Antlaşması oldu.27 Ağustos 1928’de
Briand-Kellog Paktı yapıldı ve Türkiye’de üye oldu.
Ø TC Devletinin dış politikasının temel nitelikleri:
·
Egemenlik ve
eşitlik ilişkisine dayalı ilişkiler
·
Antlaşmalara ve
hukuka saygı
·
Uyuşmazlıkların
barışçıl yollarla çözülmesi
·
İttifaklara
katılmama
·
Uluslararası
örgütlere karşı izlenen çekimser politika
·
Mevcut dengeleri
koruma
·
Batılılaşma ve
demokratikleşme
Ø Atatürk’ün stratejileri:
·
Gerçekçi olması
·
Taktikler
geliştirmesi
·
Diyaloğa açık
olunması
·
Geçmişler
dersler çıkarılması
·
Uluslararası
alanda aktif fakat serüvencilikten uzak dış politika izlemek
·
İrredentist
olunmaması, ırkçılığın reddedilmesi
·
Yurtta barış
dünyada barış
·
Kendi gücüne
dayanma
Ø Musul konusunda İngilizlerle ilk önce Haliç
Konferansı düzenlendi ama sonuç çıkmadı.(Hakkari Nasturi İsyanı)
Ø Lozan sonrası ülkelerle yaşanan sorunlar:
İngiltere: Musul,
yabancı okullar
Fransa: Yabancı
okullar, Bozkurt-Lotus, borçlar, Suriye sınırı
İtalya: 12
ada ve diğer adalar sorunu
Yunanistan: Mübadele
ve Patrikhane
Sovyetler: Sorun
yok.(Hatta 1928 silahsızlanma konferansına davet etmiştir.)
ABD: Sorun
yok.(Lozan’ın kabul antlaşması yapıldı sadece.)
Almanya: 1933
Hitlere kadar sorun çıkmamıştır.
İran: Sorun
olmasa da bazı sebeplerden dolayı ilişkiler zayıf kalmıştır.
Ø 1930-38 arası dış politika
İngiltere: Türkiye
İtalyan tehlikesine karşı bu ülkeye yaklaştı. Dış ticaretteki Alman payını bu
ülke ile dengelemeye çalıştı. Türkiye dış politikada İngiltere ile aynı hareket
etti. Hatay sorununda ve Boğazlar Sözleşmesinde Türkiye’yi destekledi.
Fransa: Sancak sorunu
İtalya: Anadolu topraklarının genişleme
alanı olduğunu belirtti. Boğazlar sözleşmesini imzalamak için Habeşistan’daki
haklarının tanınmasını şart koştu.
Yunanistan: Bulgaristan’a
karşı Samimi antlaşma ve Balkan Antantı imzalandı.
Sovyetler: Birinci
Beş Yıllık Plan’ın hazırlanmasında yardım etti. Türkiye’nin İngiltere ve Fransa
ile ilişkilerini geliştirmesi ve Boğazlar sözleşmesi iki devlet arasındaki
ilişkilerin gerginleşmesine neden oldu.
ABD: Büyükelçi John Van A. Mac. Murray
sürekli Ankara’da oturmaya başladı.
Almanya: Revizyonist
politika, Balkan Paktı ve Boğazlar sözleşmesi sebebiyle ilişkiler
geliştirilemedi.
İran: 1932’de
sınır ve dostluk antlaşmaları yapıldı. Milletler Cemiyeti Konseyi üyeliğine
adaylığından Türkiye lehine çekildi, Atatürk’ün ölümünden sonra sarayda bir ay
yas ilan edildi.
Ø Türkiye İspanya’nın
önerisiyle 1932 ‘de Milletler Cemiyetine, 1934’te Balkan Paktı’na
(Yunanistan-Romanya-Yugoslavya-Türkiye), 1937’de Sadabat Paktına (İran-Irak-Afganistan-Türkiye)
Bölüm 4
Ø Almanya II. Dünya Savaşı öncesi sırayla Saar bölgesi, Avusturya, Çekoslovakya’nın Südet
bölgesi, Polanya’nın Danzig bölgesi
ve Polonya’ya sahip olmuştur.
Ø Türkiye’nin Lozan’dan ikinci dünya savaşına kadar
imzaladığı antlaşmalar:
·
1928
Briand-Kellog Paktı
·
1925 SSCB ile
Dostluk Antlaşması ve İşbirliği Antlaşması
·
1928 Afganistan
ile Dostluk ve İşbirliği Antlaşması
·
1928 İtalya ile
Tarafsızlık, Uzlaşma ve Yargısal Çözüm Antlaşması
·
1932 İran ile
imzalanan Dostluk Antlaşması ile Güvenlik,Tarafsızlık ve Ekonomik İşbirliği
Antlaşması
Ø Almanya Sovyet saldırısında Stalingrad hattını
geçemediler.
Ø 19 Ekim 1939’da Ankara Paktı
imzalandı.(Türkiye-Fransa-İngiltere)
Ø 1941-43 yılları arasında Türkiye Polonya Sendromu yaşamıştır.
Ø 25 Mart 1941’de SSCB ile Saldırmazlık bildirisi
yayınlanmıştır.
Ø 18 Haziran 1941’de Almanya ile Türk-Alman Dostluk
Antlaşması imzalanmıştır.
Ø İkinci cephenin Normandiya kıyılarında açılmasına
Quebec Konferansında karar verildi.Ayrıca Romanya’ya hava saldırısı için
Türkiye’nin kullanılmasında anlaşıldı.
Ø İkinci cephenin Normandiya kıyılarında açılmasının
netleştirilmesi Moskova Konferansı ile olmuştur.
Ø Moskova, Tahran ve Yalta Konferansı’na 3 liderde
katılmıştır.
Ø I. Kahire Konferansı Türk ve İngiliz Dış işleri
bakanları arasına yapılırken, II Kahire Konferansı Churcill, Roosevelt ve İnönü arasında
yapılmıştır.
Ø Yalta Konferansında Sovyetlerin boğazlardan daha
geniş bir geçiş serbestliği verilmesine ve savaşa katılmayanların BM kurucu
üyeliğine katılamayacağı kararı alınmıştır.
Bölüm 5
Ø NATO 4 Nisan 1949’da Washington Antlaşması ile
kurulmuştur. Türkiye NATO’ya 1952’de üye olmuştur.
Ø NATO’nun birimleri
·
Kuzey Atlantik
Konseyi
·
Savunma ve
Nükleer Planlama Komitesi
·
Askeri Komite
·
Sekreterlik
Ø Türkiye NATO’ya alternatif olarak Doğu Akdeniz Savunma Paktı’nı
önermiştir.
Ø Türkiye NATO’ya ilk başvurusunu 11 Mayıs 1950’de
Şemsettin Günaltay hükümeti zamanında başvurmuştur.
Ø 1 Ağustos 1950’deki ikinci başvuru da İngiltere, Danimarka
ve Norveç tarafından engellenmiştir.
Ø Türkiye’nin NATO’ya kabul edilmeyişinin sebepleri:
·
Bazı kurucu
ülkelerin kendilerinden uzak olan Türkiye için savaşa girmekten çekinmeleri
·
Türkiye’nin
güvenliği için girişilecek savaşın kendilerini ilgilendirmediğini düşünmeleri
·
ABD’nin yapmış
olduğu ekonomik payın daha fazla sayıya bölünmesini istememeleri
·
İngiltere’nin
orta doğudaki çıkarlarının etkileneceğini düşünmesi
Ø ABD başkanı Eisenhower 1953’de kitlesel karşılık doktrinini yayınlamıştır. Bu doktrin 1957’de esnek karşılık doktrini olarak
değişmiştir.
Ø 25 Ekim 1959’da ABD İzmir-Çiğli’deki üssüne jupiter
adlı füzelerin yerleştirmiştir.
Ø Türkiye’nin ABD ve NATO ile imzaladığı antlaşmalar:,
·
ABD ile Türkiye
Arasında Karşılıklı Güvenliğe İlişkin Anlaşma
·
NATO Kuvvetler
Statüsü Antlaşması
·
Askeri Tesisler
Anlaşması (ABD ile yapıldı, uzun yıllar tartışıldı)
·
Türk-Amerikan
Güvenlik ve İşbirliği Anlaşması
Ø Stalin Marshall Planına alternatif olarak
Kominform’u kurmuştur.
Ø Türkiye, Yunanistan ve Yugoslavya ile 28 Şubat
1953’de Balkan Paktını kurmuştur.(Balkan Antantı ile karıştırma)
Ø Türkiye balkan ülkeleriyle blok siyaseti yürüttüğü
için o ülkelerden gelen teklifleri reddetmiştir.
Ø Orta Doğu
Kumandanlığı projesinin Mısır
tarafından reddedilmesi İngiltere’nin prestijini yok etmiştir.
Ø İsrail’i tanıyan ilk Müslüman ülke olan Türkiye bu
sebeple ve batı bloğunda yer alması nedeniyle arap devletleri ile ilişkisini
düzeltememiştir.
Ø ABD’nin Kuzey İttifakı projesi kapsamında Türkiye, İran, Irak, Pakistan ve İngiltere ile 24 Şubat 1955’de Bağdat Paktını kurmuştur.
Ø Süveyş Krizi sonrası Mısır ve Suriye’nin Sovyetler
birliğine yakınlaşması nedeniyle 1957’de Eisenhower
Doktrini yayınlanmıştır. Doktrine göre komünizme karşı direnmek için
yardıma ihtiyaç duyan Orta Doğu ülkelerine askeri ve ekonomik yardım sözü
verilmiştir. Bu doktrin Lübnan ve Irak dışında hiçbir Arap ülkesinde kabul
görmemiştir.
Ø 1958’de darbe ile Irak yönetimini ele geçiren
hükümet 1959’da Bağdat Paktından ayrılmıştır. Bunun üzerine paktın adı CENTO
olmuştur.
Ø Kıbrıs 1950’li yılların ortalarından itibaren
Türkiye’nin Milli davası haline gelmiştir.
Ø Yunanistan’da eğitilip Kıbrıs adasına gönderilen
örgüt EOKA’dır.
Ø Kıbrıs konusunda İngiltere kendi kendine yönetme siyaseti izlerken Yunanistan enonis, Türkiye ise
taksim talebinde bulunuyordu.
Ø 16 Ağustos 1960’da Lefkoşe Antlaşmasıyla Kıbrıs
Cumhuriyeti kurulmuştur.
Ø AET ile başlayan müzakereler 27 Mayıs darbesi ile
süresiz ertelenmiştir.
Bölüm 6
Ø Günümüzde geçerli olan nükleer denge anlayışı dehşet
dengesidir.
Ø ABD’nin Sovyetler karşısında güç kaybetmesinin
nedenleri:
·
Vietnam Savaşı
·
Avrupa
ülkelerinin kendi ayakları üzerinde durmaya başlaması
·
Watergate
Skandalı
·
SSCB’nin Orta
Doğu ve Doğu Avrupa’daki zayıf ülkelere yardımlara başlaması
·
İsrail-Arap
ülkeleri geriliminde İsrail’i desteklemesine karşın Sovyetlerin Arapların
yanında yer alması
·
Bağlantısızlar
adında üçüncü bir bloğun oluşmaya başlaması
Ø 1960-1970 döneminde Türkiye’nin dış politika
oluşturmasına etki eden faktörler:
·
J.F. Kennedy
tarafından açıklanan esnek karşılık doktrini
·
Türkiye’deki
nükleer silahların kontrolünün ABD’de olması
·
Herhangi bir
saldırıda NATO’nun vereceği tepkinin belirsizliği
·
Küba Krizinde
ABD’nin Türkiye’deki füzelerini kaldırması nedeniyle Türkiye’nin yalnız
bırakılabileceği algısı (Bu durum Türkiye’yi farklı alternatifleri gözden
geçirmesine neden olmuştur.)
Ø 1960-1970 döneminde Türkiye dış politikasında II.
Dünya Savaşı sonrası çizilen dış politika çizgisinde fazla bir değişim
olmamıştır. Tek fark DP döneminde SSCB için oluşturulan kesin kesin uzaklık
politikası değiştirilerek, ilk defa SSCB ile ilişkiler yakınlaştırılmıştır.
Yine bu dönemde Türkiye ideolojik davranmak yerine reel politikayı dikkate
almıştır.
Ø 1962 Küba krizinden Türkiye’nin aldığı ders, tek
yanlı politikanın zararının görülmesi ve dış politika kararlarında artık önce
karar alıp sonra müttefiklere danışma usulünün benimsenmesi gerektiğinin
anlaşılmasıdır.
Ø Türkiye’nin dış politikada farklı alternatifleri düşünmesinin
bir nedeni de Kıbrıs konusundaki Johnson Mektubudur. (1964)
Ø ABD ile Türkiye arasındaki ilişkilerde yaşanan
sorunlardan biri olan askeri üslerin durumu 3 Temmuz 1969 ‘da Demirel
hükümetince imzalanan Ortak Savunma İşbirliği Antlaşması ile nispeten
düzeltilmiştir.
Ø Türkiye ABD’nin önerdiği Çok Taraflı Kuvvet projesini Kıbrıs konusunda SSCB’nin desteğini
alma ümidiyle reddetmiştir.
Ø ABD başkanı Johnson Kıbrıs konusunda bir özel
temsilcisini Kıbrıs’a göndermiştir. Özel temsilcinin hazırladığı Acheson Planı
Türkiye tarafında kabul edilirken Rumlar tarafından resmen reddedilmiştir.
Ø Türkiye’nin 1967’de Kıbrıs konusunda Yunanistan’dan
talepleri arasında:
·
Adada bulunan
Yunan askerlerinin geri çekilmesi
·
Adadaki Ulusal
Muhafızların dağıtılması
·
Kıbrıslı Türklerin
yaşadığı bölgede yerel yönetim ve polis teşkilatını kurması
·
Saldırılardan
doğan can ve mal kayıplarının tazmin edilmesi
Ø Türkiye’nin talepleri ABD’nin gönderdiği arabulucu
Cyrus Vance’nin desteği ile Yunanistan tarafından kabul edilmiştir.
Ø AET ile Türkiye arasındaki 1960 darbesi ile kesilen
ilişkiler 1962’de tekrar başlamış ve AET ile 12 Eylül 1963 ‘de Ankara Antlaşması yapılmıştır.
Ø Yine AET ile 22 Temmuz 1970’de Katma Protokol
imzalanmış ve 1 Ocak 1973’te yürürlüğe girmiştir.
Bölüm 7
Ø Varşova Paktının organları
·
Siyasal danışma
komitesi
·
Savunma
bakanları komitesi
·
Silahlı
kuvvetler ortak komutanlığı
·
Askeri konsey
Ø 1970-1980 arasında Haşhaş sorunu ve Kıbrıs
konusundaki ABD’nin tutumu Türk dış politikasının çeşitlenmesinin gereğini
ortaya çıkarmıştır.
Ø Rumların kurduğu Kıbrıslı Savaşçıların Ulusal
Örgütü’ne karşı, Burhan Nalbantoğlu, Rauf Denktaş ve Kemal Tanrısevdi Türk Mukavemet Teşkilatını kurmuştur.
Ø İsmet İnönü’ye gönderilen Johnson Mektubunda sonra
adaya askeri bir müdahale yapılamamasının nedenleri arasında:
·
Olası
müdahalenin başarısız olması
·
NATO müttefiki
olan Türkiye ile Yunanistan’ın savaşma ihtimali
·
ABD’nin kesin
karşı olması
·
Sovyetlerin Rum
yanlısı tutumu
Ø 21 Nisan 1967’de Yunanistan’da askeri darbe olmuş ve
yönetime Albaylar Cuntası el koymuştur.
Ø Kıbrıs Barış Harekâtına Yunanistan’ın ilk tepkisi
NATO’dan ayrılmak olmuştur.
Ø Yunanistan’ın tekrar NATO’ya katılması 12 Eylül
darbesi sonucu yönetime gelen askerin Rogers Planı sonucu ikna edilmesi ile
olmuştur.
Ø Kıbrıs’a I. Harekât meşru görülürken II. Harekât tüm
dünyadan sert tepkiler almış ve işgal olarak adlandırılmıştır.
Ø Barış harekâtının ilkinde adanın %7 sini eline
geçiren Türkiye ikinci harekâtta % 37’sini ele geçirmiştir.
Ø Türkiye Kıbrıs’ta federatif bir hükümet sistemi istemiştir.
Ø ABD’nin ambargo uygulamasına destek veren lobiler
·
AHEPA
·
AHI
·
Yunan Ortodoks
Kilisesi
·
İsrail lobisi
Ø Ambargo kararına Türkiye çok sert tepki göstermiş ve
sonrasında 13 Şubat 1975’de Kıbrıs Türk
Federe Devleti kurulduğunu ilan etmiştir.
Ø Ambargo 1978 yılında Carter tarafından
kaldırılmıştır.
Ø Carter yönetimi Türkiye ile 29 Mart 1980 yılında o
zamana kadar yapılmış en kapsamlı antlaşma olan Savunma ve Ekonomik İşbirliği Antlaşması’nı yapmıştır.
Ø İngiltere’nin Kıbrıs sorununda ilgisizliğinin ve Rumları
desteklemesinin nedenleri arasında:
·
Mevcut statüsünü
korumak amacıyla çoğunluğu oluşturan tarafı seçmesi
·
Kuzey İrlanda
sorunuyla meşgul olması
·
Diplomatik
yolların denenmesi gerektiğine inanması
·
Yunanistan ile
muhtemel bir çatışma yaşamak istememesi
·
Adadaki üslerini
koruma arzusu
·
Kıbrıs ile var
olan ticari ilişkiler
Ø 1973’de AET ile imzalanan katma protokol gereği 22
yıl sonra gümrük birliği gerçekleşecekti. Takvime uyulmuş ve 31 Aralık 1995’de
gümrük birliğine geçilmiştir.
Ø Johnson mektubu, Amerikan ambargosu ve petrol krizi
sürecinde yaşananlar Türkiye’nin Ortadoğu’da Arap yanlısı bir siyaset
izlemesine yol açmıştır.
Ø Bu yıllarda Türkiye FKÖ tanımış, BM’de Arap
ülkeleriyle birlikte Siyonizm’in ırkçılık olduğu karara oy vermiş, İsrail’in işgal ettiği topraklardan
çekilmesini istemiş, İsrail ile ilişkilerini tamamen sonlandırmamalarını
istemiştir.
Ø 1975’de Irak ile İran arasında Cezayir Antlaşması
imzalanmıştır.
Ø Türkiye Kıbrıs konusunda hiçbir zaman Arap
dünyasından istediği desteği alamamıştır. Bunun nedeni Rumların bağlantısızlar
içinde yer alması ve Arap devletleri ilişkilerde sıkça gündeme gelen
değişimlerin yarattığı güvensizliktir.
Ø 1970’li yıllarda Bağlantısız Afrika ülkeleri Kıbrıs
konusunda Rum tarafını desteklemiştir.
Ø Türkiye’nin 1964’te Ege karasuları sınırını 6 mile
çıkaracağını açıklamasına, Yunanistan Ege’deki adalarını silahlandırarak cevap
vermiştir.1974 Barış Harekâtı ile Ege sorunu alevlenmiştir.
Ø Ege sorunu üç temel sebebe dayanmaktadır:
1)
Kıta sahanlığı
2)
FIR hattı
3)
Ege adalarını
silahlandırılmasıdır.
Ø Yunanistan’ın karasuları sınırını 12 mile çıkarma
açıklamalarına Türkiye sert tepki göstermiş ve NATO’dan bağımsız tek ordusu
olan dördüncü orduyu Ege’de
oluşturmuştur.
Ø Casus Belli Latince bir kelime olan savaş sebebi demektir.
Ø Yunanistan ile 11 Kasım 1976’da imzalanan Bern
Anlaşması ile kıta sahanlığına ilişkin tek taraflı açıklamalar engellenmiştir.
Ø Türkiye ve Yunanistan karşılıklı yayınladıkları
NOTAM’larla Ege’deki sivil uçuşları yasaklamıştır.22-23 Şubat 1980’de
karşılıklı olarak NOTAM’ları kaldırmışlardır.
Bölüm 8
Ø 1980-1990 yıllarını etkileyen olaylar arasında
·
Yıldız Savaşları
Projesi
·
Reagen Doktrini
·
Yeşil Kuşak
Projesi
·
İran-İslam
Devrimi
·
Çin’in
anti-hegemonyacı politikası sayılabilir.
Ø Yıldız savaşları projesi ABD’nin 1980’lerde
başlattığı bir nükleer savunma projesidir. Amaç nükleer silahların kullanım
aşamasında uzaydan lazer vb. ışınlarla imha edilmesidir.
Ø Reagen Doktrini tüm anti-komünist ve anti-Sovyet
hareketlerinin ABD tarafından desteklenmesi üzerine kurulur.
Ø Yeşil Kuşak Projesinin amacı ABD için ılımlı İslam
ülkeleriyle işbirliği yapmak ve Sovyet yayılmacılığını durdurmaktır. Bu
kapsamda Türkiye’de imam hatipler açılmış, din dersi zorunlu hale gelmiştir.
Amaç İran’daki radikal İslam’a karşı ılımlı İslam oluşturmaktır.
Ø 1980’lerde dış politika açısından ASALA ve PKK
önemli yer teşkil etmiştir.
Ø 24 Ocak kararlarının mimarı olması nedeniyle darbe
sonrası asker ekonominin başına Turgut Özal’ı getirmiştir. IMF’de ve büyük
devletlerde konjonktür gereği Türkiye’ye destek vermiştir.
Ø 1980-83 arası (askeri dönem) Türkiye ile ABD
arasının en iyi olduğu dönemdir. Askeri yönetim her konuda ABD politikasını
aynen uygulamıştır.
Ø Reagen’ın başkan olmasıyla yeni soğuk savaş dönemine girildiği kabul edilir.
Ø Türkiye bu dönemde ABD’nin ülkede çevik kuvvet oluşturma isteğini
reddetmiştir. Sebebi ise ABD’nin bu kuvveti İsrail’e yardım amaçlı kullanma
ihtimali ve bu durumun Araplarla Türkiye’nin arasını açması ile ABD’nin bu gücü
NATO’ya danışmadan kullanma durumudur.
Ø ABD Türkiye’ye yaptığı yardımlarda 7/10 oranını
uyguluyordu. Yani Türkiye’ye 10 yardım yapılıyorsa Yunanistan’a da 7 yardım
yapılıyordu.
Ø 1983 yılında Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ilan
edilmiş ve ABD tanımadığı gibi Pakistan ile Bangladeş’in tanıma girişimini de
engellemiştir.
Ø Bu dönemde ABD ile Türkiye arasındaki sorunlar
·
Kıbrıs
(tanınmaması)
·
Ermeni soykırımı
·
7/10 oranı ve
ekonomik yardımlar (yetersiz bulunması)
·
Kürt sorunu
(PKK’nın desteklenmesi) sayılabilir.
Ø Bu dönemde Türkiye’nin NATO ile yaşadığı sorunlar
arasında
·
Esnek karşılık
strateji nedeniyle güvenlik endişesinin giderilmemesi
·
Doğu Avrupa
ülkelerinden kaldırılan füzeler nedeniyle oluşan boşluğun Türkiye’ye füze
kurulması ile doldurulmak istenmesi
·
ABD’nin alandışılılık projesi (NATO’nu üye
olmayanlara da müdahale etmesi projesi)
·
Limni adasının
Yunanistan tarafından silahlandırılmak istenmesi
Ø Özal döneminde Yunanistan ile iyi ilişkiler
kurulması isteğine karşın Yunanistan
·
Kıta sahanlığı
meselesini UAD’ye götürme isteğini yinelemiştir.
·
Ege’de petrol
arama girişimine başlamıştır.
·
Bulgaristan ile
dostluk antlaşması imzalayarak askeri birliklerini Türkiye sınırına
kaydırmıştır.
·
Askeri
harcamalarını arttırmıştır.
·
Türk tarafından
gelen talepleri Kıbrıs ve Ege şartlarına bağlamıştır.
·
Yunanistan
Yargıtay’ı Batı Trakya’da Türk bulunmadığı kararını almıştır.
Ø 1988 Dünya Ekonomik Formunda Özal ile Papandreau
Türkiye’nin AET’ye tam üyeliği ile ilişkili girişimde bulunmuş ancak başarılı
olmamıştır. Bu girişime Davos Ruhu denmiştir.
Ø 1980’lerde Türkiye’nin Ortadoğu ile ilişkilerini
belirleyen temel etkenler, Yeşil Kuşak Projesi ve Sovyet Birliği’nin
Afganistan’ı işgali ile Avrupa’dan uzaklaşılmasıyla ekonomik ve siyasi olarak
Ortadoğu ülkelerine yaklaşmaktır.
Ø İKÖ ilk defa 1983’de başbakanlık düzeyinde, 1984
yılında da Cumhurbaşkanlığı düzeyinde temsil edilmiştir.
Ø Türkiye’nin İran ile ilişkilerinde İran’ın Türk
rejimini değiştireceği endişesi, kürtlere destek vermesi ve ABD müttefiki
Türkiye’nin İran tarafınca güvenilmez bulunması noktalarında seyretmiştir.
Ø Bu dönemde Irak ile PKK ve sınır ötesi takip ile
Fırat ve Dicle suyu konusunda sorunlar yaşanmıştır. Suriye ile de PKK’ya destek
vermesi, Hatay’ın Suriye’ye ait olduğunu açıklaması ve Fırat ve Dicle suyu
konusunda sorunlar yaşanmıştır.
Ø 1988’de Filistin bağımsızlığını ilan etmiştir.
Ø Sovyetlerle ticari alandaki en önemli gelişme 1989
yılında imzalanan Sınır ve Kıyı Ticareti Anlaşmasıyla gelişen bavul ticaretidir.
Ø Bu dönemde Balkanlarla ilişkiler genel olarak iyi
iken Bulgaristan Todor Jivkov hükümetince nüfusun %10’unu oluşturan Türkleri
tehlikeli görerek asimilasyon politikasına başvurmasıyla bozulmuştur.
Ø Bulgar Türklerinin göçüne izin veren Türkiye sayının
bir anda birkaç yüz bine ulaşmasıyla sınırı kapatmak zorunda kalmıştır.
paylaşım için sağol kardeş
YanıtlaSil